DİĞER
"Doğu-Batı ikileşmesinin ötesinde, bu ikileşmeyle farklı derecelerde ilintili olarak kendi başına bir varlık nedeni ve var olma iradesi yaratmaya da çalışan şairler: Seyhan Erözçelik, Hüseyin Ferhad, Can H. Türker."
“Kıyımın, zulmün, adaletsizliğin her geçen gün hayatımızın daha doğal bir parçası haline geldiği bir dünyada anormal sayılanlardan olmaktır asıl normallik bence. Hatta bir adım öteye gidecek olursam, çektikleri acıya üzülmekle birlikte, onların arızalarıyla gurur duyduğumu bile söyleyebilirim. İncinmeyi ve utanmayı bilen insanları sever gibi seviyorum onları. Derisini kalınlaştırmadığı ve bu dünyaya dayanamadığı için yaralanan herkesi normal buluyorum.”
"Dede Korkut hikâyelerinde en sevdiğim, en hayran olduğum karakter Banıçiçek. Onun özgünlüğü tek başına hikâyeleri bir başyapıt yapmaya yeter bence. Banıçiçek, Bamsı Beyrek’in karısı. Araştırmacılar Bamsı Beyrek ile Odysseus, Banıçiçek ile de Penelope arasında paralellik kurarlar. Ama bence Banıçiçek Penelope’den daha ilginç bir karakterdir."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yıldırım Türker’in gündeme dair yazdığı yazılar ne kadar güncelse, Bahçe yazıları da hâlâ o kadar güncel. Nefes almaya, kendimizi kollamaya, başka bir dünyanın mümkün olabileceğine inanmaya yine çok ihtiyacımız var.
Kalkınma veya modernleşmeyi eğer ‘insanoğlunun doğa karşısındaki gücünü artırmak’ şeklinde değerlendiriyorsanız, bunu insanlığın bir çabası olarak kabul etmek gerekir. Tüm sert eleştirilere rağmen bu çabada Batı daha öncü ve kapsamlı bir gayret gösteregelmiştir. Ben ‘yiğidi öldür ama hakkını ver’ yönteminin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Acemoğlu ile Robinson, Ulusların Düşüşü’nde dünyadaki eşitsizliğe ve farklılıklara odaklanmışlardı, Dar Koridor ise özgürlük hakkında. Özgürlüğü Locke’tan, devlet tanımını da Hobbes’tan alarak Leviathan sözcüğünü kitap boyunca devletle eşanlamlı kullanan yazarların temel savı “özgürlüğün oluşması ve yeşermesi için hem devletin hem de toplumun güçlü olması gerektiği”.
Hevesi kursağında kalanların, dertlilerin, işsizlerin, eni konu kederli insanların hikâyelerini sakin sakin anlatıyor Hatice Kocabay...
Zaman varsa, kadın içindeki kendine ait odalarının kapılarını tek tek açacak, dilerse de kapatacak. Kendini kuracak; düşlerini, dilini, cümlelerini ve isterse de yıkacak...
Birgül Özcan, Sinem Sal, Figen Şakacı, Aslı Tohumcu, Elif Türker, Fadime Uslu, Melike Uzun ve Mevsim Yenice yanıtlıyor...
Biz bu romanı neden sevdik? Neden George'un Lennie'yi acılarından kurtarmak için öldürdüğüne bu kadar inandık? Bir katharsis mi yaşıyoruz yoksa?
Burhan Sönmez'in kurduğu labirentin girişini bulamadığım için çıkışı hakkında hiçbir şey söyleyemeyeceğim. Bazı güzel detaylar var, bağlantıların mantıklı olanları da var. Fakat ortada bir kabahat varsa tümünü de yazara yüklemek haksızlık elbette...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık